24 Temmuz 2016 Pazar
Çikolata Makyaj Uygulaması
Merhabalar, yaz kış koyu göz makyaji sevenler buralarda mı? 🙋
🌼 Öncelikle NYC'nin Individual Eyes serisinin 947 Green Eyes Basics far paletindeki bazı tüm göz kapağıma uyguladım. Bu farımın gün boyunca kalıcı olmasına yardım ettiği gibi yağlanmaya müsait olan göz kapağımda gün içinde katlanma bölgeme toplanması muhtemel olan farı sabit tuttu. Üstelik göz kapağımı da nötrledi.
🌼 Daha sonra Makeup Revolution'ın I Heart Chocolate paletindeki You Need Love isimli krem rengi farla, daha sonra uygulayacağım farları daha iyi karıştırabilmek adına bazımı sabitledim.
🌼 Geniş bir karıştırma fırçası yardımıyla One More Piece isimli sütlü kahve rengini katlanma bölgeme ve üzerine taşarak geniş bi alana uyguladım. Bu tarz renklerle bu uygulamayı yapmaya bayılıyorum.
🌼 Daha küçük bir fırçayla Stolen Chocolate isimli daha koyu kahveyi gözümün dış köşelerine uygulayıp derinlik kazandırdım.
🌼 Üzerimdeki koyu yeşil bluzla uyumlu olması adına paletteki Piece Me Together isimli altın yansımalı yeşil farı fotoğrafta belli olmasa da kalem bir fırça yardımıyla eyeliner sürer gibi geçtim.
🌼 Üzerineyse Maybelline'in jel eyeliner'larından 01 Black rengini kendi fırçasıyla uyguladım.
🌼 Daha sonra kaş altlarımı You Need Love rengiyle; göz pınarlarımı ise Endorphins Ready rengiyle aydınlattım.
🌼 Pınarla dış köşe arasına, çok küçük bir alana altın ışıltılı olan More rengini uygulayıp diğer farlarla bir bütünlük elde edecek şekilde hafifçe karıştırdım.
🌼 Gözümün altına da aynı minik karıştırma fırçasıyla Stolen Chocolate rengini uyguladıktan sonra daha önce kullandığım geniş fırçamda kalan One More Piece ile biraz dağıttım.
🌼 Maybelline'in The Falsies Flared maskarasıyla göz makyajımı tamamladım.
Mutlu kalın...
20 Temmuz 2016 Çarşamba
Daha Az Nefret, Daha Fazla Sevgi
Selamlar!
Az önce YouTube'da geçen günlerde bir videoya yaptığım yoruma yorum geldi. Ve o yorum benim bu yazıyı yazmam konusunda son aşama oldu sanırım.
Ben yorumda 'peki dudaklarının güzelliği' yazmışım. Yoruma sahte bir hesaptan 'estetik onlar tatlım' diye bir yorum gelmiş. Niçin etrafımızda gördüğümüz güzel insanlara saçları boya, burnu- dudakları estetik diye çamur atmak yerine onların doğal güzelliklerini kabul etmeyi denemiyoruz? Ne zaman insanların var oluşlarını kendi hislerimiz gibi sahteleştirmeyi hedefledik?
YouTube'da videolarına kötü yorum almayan youtuber yok. Sanırım biz bir konuyu yanlış anladık; orada yemek yapan, makyaj yapan, kitap özetleyen ya da artık her ne yapıyorsa yapan insanlar bunu bir amaç uğruna yapıyor. Bu videoların altına çok çirkinsin, burnun şöyle, gözlerin birbirinden ayrık, şapkan seni cadı gibi gösteriyor, kişiliğin berbat, dişlerini hiç fırçalamıyor musun gibi yorumlar yapmak bize hiç ama hiç bir şey kazandırmadığı gibi bizi ilgilendirmez de. Neden o insanlardan alabileceğiniz maksimum faydayı almak yerine onu yermek için harcıyorsunuz enerjinizi? O yorumu yaptıktan, ya da bir insanı kırdıktan sonra elinize ne geçiyor? Kıskançlığımız nefreti tetikliyor ve biz nefretten mi besleniyoruz? Eğer birisinin kişiliğini beğenmiyorsanız ya da ona katlanamıyorsanız onu hayatınızdan çıkarmak/ takipten çıkmak daha kolay değil mi?
İnsanların boyları, kiloları, bu ikisinin oranı veya ne giydikleri neden bu kadar umurumuzda? Kimse bizim beğendiğimiz ya da kabul edeceğimiz şekilde giyinmek zorunda değil, kendilerini mutlu hissettikleri şekilde giyinmeliler.
Sanırım şu aşamada biraz empatinin ve saygının biraz yardımı dokunacaktır. Bunu toplumu baz alarak söylemiyorum; bunu insanlığı baz alarak söylüyorum. 'cyber-bullying' dediğimiz bu sosyal nefret biz farkında olmadan bizi öldürüyor.
İnsanlar ölüyor. Bizimle aynı şeyleri düşünmedikleri için, bizimle aynı şeylere inanmadıkları için onları öldürüyoruz. Biz bir cinsiyeti sevmiyoruz, biz bir türü, bir varoluşu seviyoruz. Bunu illa kadın veya erkek olarak şartlandırıyoruz ve bir erkek bir erkeği ya da bir kadın bir kadını sevdiğinde, onu öldürüyoruz.
İnsanlar kaç gündür 'Türk askeri' 'Türk askeri' diyorlar. Hala anlamadınız mı bunun ne Türk (Alman, Kürt, Rus, Zambiyalı, Meksikalı..) olmakla ne de asker (öğretmen, doktor, bakkalcı, jigolo....) olmakla alakası var. Bunun insan olmakla alakası var. Irkı, mesleği ne olursa olsun hiç kimsenin bir insanı öldürme yetkisi yok. Bizim ırkımız insan, mesleğimizse insanlık. Evet askerlerimizin ölmesi her zaman çok üzücü ama bu demek değil ki eğer onlar asker olmasaydı daha az üzülecektik. Bugün beni üzen şey, nefretin, kinin, kıskançlığın ve çıkarların insanları öldürmesi.
Bugün beni üzen şey insanların eşcinsel olduğunu topluma açıklamaya korkması. Olduğumuz kişi halinde yaşamaya korkuyoruz, bunu bir yolla açıkladığımızda bizden nefret ediyorsunuz. En basitinden youtube'da makyaj yapan kızın videosuna nefret kusan insan kim bilir bir erkekle diğerinin sevişmesine ne der...
Hepinizin hayatın nefret etmek için çok kısa olduğunu en kısa zamanda anlaması dileğiyle, sevgi dolu kalın...
18 Temmuz 2016 Pazartesi
NYX Bağdat Caddesi
Selam!
Biliyorsunuz ki NYX tam 1 ay önce ülkemizde ilk şubesini Bağdat Caddesinde açtı. Bende haftaya güzel başlamak adına ne zamandır istediğim Soft Matte Lip Cream'lerinden Abu Dhabi rengini almaya gittim bugün. (Bağdat Caddesinde NYX'in yanı sıra Urban Decay'i de bulabilirsiniz. )
Öncelikle mağaza gerçekten güzel. Bi kere inanılmaz fazla çeşit ruj var yani grimsi lilalardan gümüşlere, altınlardan yeşillere, nude'un elli tonu... Zaten mağazanın çeşitli yerlerine rujları tekrar tekrar koymuşlar. Rujlar 20-26 lira arasında değişiklik gösteriyor. Benim aldığım 23 liraydı, Lingerie serisi 26. Klasik rujlar, parlatıcılar... Ne ararsanız mevcut. Dudak kalemleri, rengarenk eyelinerlar, muhtemelen asla görmediğiniz renkte rimeller, krem kontür ürünleri- toz kontür ürünleri... Minik far paletleri 20 küsür liraydı sonra 70e kadar devam ediyor. Fırçalar genelde 30 liraydı. Takma kirpikler efsaneydi. Üstelik makyaj ürünlerinin hemen yanlarına üstünde fil ve bulut deseni olan peçeteler, ıslak mendiller, pamuklar ve kulak çubuğumsu makyaj temizle çubuğuyla makyaj temizleme suları koymuşlar. Çalışanlar gerçekten güler yüzlü ve ilgili, hem de gelip ne bakmıştınız ne bakmıştınız diye darlamıyorlar :D
Peki nasıl gidicez... Ben Eyüp'te yaşıyorum. Daha önce o taraflara pek gitmemiştim. Taksiyle ya da arabanızla gidebileceğiniz gibi, toplu taşımayla da ulaşım gayet kolay. Kadıköyden 16 numaralı otobüslere binip Şaşkınbakkalda inebilir ve biraz yürüyebilirsiniz. Metrobüs kullanabilirsiniz. Biraz bakındıktan sonra en kısa yolun bu olacağına karar verdim: Kadıköyden ER1 numaralı otobüse binip Bağdat Çıkışı durağında inmek, siz 12 dakika dediğine bakmayın o yolu takip etmeyeceğiz :D Otobüsten inince iki adım ilerisi cadde zaten, ordan sağa dönünce de NYX karşınıza çıkacak.
Keyifli alışverişler, mutlu kalın...
14 Temmuz 2016 Perşembe
İtiraf Cuması: Doğum Günü
İtiraf ediyorum unutmak her zaman şu an olduğu kadar kolay değildi. Bazı şeyler bitse bile onların ne kadar uzun süre önce olursa olsun yaşandığı yerden geçtiğinizde onların orada hala yaşanmakta olduğunu hissedersiniz. Başa sarıp durur, yaşanmaya devam eder. Günlerce, haftalarca, aylarca, yıllarca.
Başlarda yürüdüğüm her yerde başka bir şey canlanırdı. Beni bıraktığı o akşam evin önündeki direğe yaslanıp bana 'gitmesen olmaz mı' diye soruşu bi süre o direği her gördüğümde zihnimin içinde yankılandı. O akşam gitmesem olurdu ama gitmiştim çünkü onu ertesi gün görmek çok yüksek bi ihtimaldi. Onunla yemek yediğimiz masa, onunla yaptığımız espri, bana sarıldığı yer, birlikte kar topu oynadığımız yer. Bazen durup izlerdim.
Bir zamanlar birlikte yürüdüğümüz, birlikte güldüğümüz, birbirimizi sevdiğimiz yollardan artık yalnız yürüyordum. Birlikte seneler önce o sabah buluştuğumuzda ice tea almıştık ve beğenmeyip okulun yolu üzerindeki çalıların arasına bırakmıştık. Daha sonra oraya bir kaç defa gittim, üzerinde parmak izlerin olan ice tea kutusuna biraz baktım. Zamanla üzerini yapraklar sardı, görünmez oldu. Birlikte oturduğumuz bankları da kaldırmışlar. Sürekli altından yürüyüp ne zaman kırılacağını merak ettiğimiz o upuzun, eğik ve yaşlı ağaç,
sonunda kırılmış.
Bu yazının amacı aslında bu değildi. Yazacak çok, çok fazla şeyim ama hiç bir şeyi değiştirmeyeceğini öğrenmek için epey fırsatım oldu. İtiraf edeceğim şey, geçen sene mart ayında pasajda bir tişört görmüştüm ve bana onu anımsatmıştı ama çok büyük bi bedendi ve yan tarafında minik bi leke vardı. Onu aldım terziye götürdüm biraz daraltmak için, daraldığında leke de kalbolmuştu. Terziden sonra poşetle birlikte çantalarımın yanına koydum, dolaba. Bi şeylerin düzeleceğini sandığım bir dönemdi ve itiraf ediyorum bir şeylerin düzeleceğini sandığım son dönem değildi.
Aylar geçti o tişört hala dolabımda. Çünkü o mart ayından sonra hiç bir şey düzelmedi. Aslına bakarsanız ondan önceki mart ayından beri her şey bozuk. Tek bir martımız güzel geçmiş, sonrası hep darmadağın.
18'inin doğum günü olması ve kutlayamayacak olmam beni hüzünlendiriyor biraz. Artık onunla konuşmak ve görüşmek istemememe neden olacak çok fazla şey oldu şu son iki marttır. Ama onu sadece en güzel anılarıma kazımaya o kadar şartlandım ki, ona iyi ki doğmuş olduğunu ve iyi ki benim anılarıma dahil olmuş olduğunu söylemek isterim. Sanırım ona veremediğin bu tişörtü babama vereceğim nihayet, aynı gün onun da doğum günü.
O tişörtü hala dolabımda tutmanın benim için ne gibi bi anlam ifade ettiğini anlayamıyorum. Hala ona vermek için bi umudum falan mı vardı? Neyse ki artık yok.
Bu görsel tanıştığımız seneki doğum gününden. Üstünden seneler geçtiğine inanmak zor ama hayatımın en mutlu zamanlarıydı. O piyano çalmaya çalışırken onun saçlarıyla oynamak beni mutlu ediyordu. Ne bileyim bana ilk sarıldığı zaman falan. Onun sadece yanımda olduğunu bilmek bile beni mutlu ediyordu. Abisine ya da annesine mesaj atacağı zaman alışkanlıktan bana yazması beni mutlu ediyordu. Şimdiyse bazen numarasını kaydedip whats app'ta online oluşunu izliyorum. Artık bana yazmıyor.
Doğum günün kutlu olsun, iyi ki doğmuşsun. Her zaman en güzel anılarımda kalacaksın.
(itiraf ediyorum, kötü anılarımız güzel olanlardan daha çok)
11 Temmuz 2016 Pazartesi
Makyaja Yeni Başlayanlar Bu Yayın Altında Buluşuyor
Selam sevgili makyaj severler ve makyajı sevmek için yanıp tutuşanlar.
Uzun süredir planını kurduğum makyaja başlayanlara yönelik yazı yazanlar kervanına katılma işini nihayet bugün gerçekleştiriyorum.
Benim makyaja başlamam ortaokuldan mezun olduğum yaz sanıyorum ki üçte birlik siyah bir golden rose kalemle başladı. Yani kafama göre ince, kalın, bazen sadece üste bazen bi çılgınlık yapıp alta da olmak üzere eyelinerlar çekerek başladım. İlk defa lise birin ilk döneminde rimelim oldu. Rimel atlanabilirdi ama kendimi kalem olmadan dışarı çıkamaz biri haline getirmiştim. Lise ikinin ikinci döneminde bir arkadaşımın 'eyeliner'ının sonuna hafif bi kuyruk yapsan daha güzel olur' demesiyle kuyruklu eyeliner serüvenim başladı... Daha sonra farklı rimeller kullandım, yeni uçlar denedim. Lise sonda yine golden rose'un bu ruj şeklindeki kapatıcılarını hem gözümün altına hem de gözümün üstüne sürerek rengi eşitlememin ardından (ama kaşıma kadar) bir eyeliner ve rimelle görünümümü tamamladığım bi dönem oldu. Aslında başlarda beyaz hafif çok hafif ışıltılı (flormarın mor ve pembe renklerden oluşan 5'li paletindeki ilk renk) bir far kullanıyordum sonra o bitince kapatıcıya geçtim. Elbetteki bunlar benim değil, ablamındı. Daha sonra kapatıcı da bitince essence'dan biri inanılmaz ışıltılı biriyse belli belirsiz ten rengi olmak üzere iki tekli far aldım. Ve ışıltılı olan birden bire hayatımın tümü oldu. Akne problemim yüzünden cilt ürünü kullanmazdım, kullandığımda da elimle uygulardım. Lise iki ve üç'deyken ben, ablam elindeki cilt ürünlerini karıştırıp içinde güneş koruması ve ışıltılar olan mucizevi bir fondöten yaptı. Daha sonra nasıl olsa formülü bizde, tekrar yaparız diyerek onu kuzenimize verdik.
Tekrar yapamadık.
Lise sonu göz kirpik diplerimin tamamına eyeliner çektiğim ve sadece son yarısına eyeliner çektiğim olmak üzere iki döneme ayırmam gerekiyor ki hala ikinci dönemin içindeyim. Liseden mezun olduğum yaz ve üniversitenin ilk dönemi çılgınlar gibi essence'in ışıltılı tekli farıyla yarım eyeliner ikilisini kullandım. Daha önce göz kalemi vs ile kaşlarımı dönem dönem (güzel olduğuna inanarak ama asla olmadığından bi haber) doldururken sonraları küllü kahve bir kaş kalemi kullanmaya başladım.
İnanın makyaja bakış açım çok sık değişti. Başlarda göz altına kalem beni dünyanın bir ucuna iterken yeri geldi vazgeçilmezim oldu. Özel günlerde vs far sürerken asla ama asla göz altıma sürmezdim şimdi o günleri hatırlamak dahi istemiyorum (geçen yaz). Sünger de neymiş onunla fondöten mi sürülür der ve elimle sürüp kalıp gibi olmasından şikayet ederken meğer kalıp gibi durmamasının sırrının sünger olduğunu öğrendim. Aynı zamanda bazı fondötenleri de elle sürünce iyi sonuç alındığını...
Makyaj bir kısmımızın kıyısında dolaştığı, bazılarımızın akıntısına kapıldığı, çoğumuzun derinliklere girmekten korktuğu ama eninde sonunda hepimizin mutlaka içinde yüzmeye alışacağı bir okyanus gibidir. Şimdi size bir kaç maddede makyaja nasıl başlamalı ve nelerle başlamalı olduğunuzu anlatacağım. Hepsi opsiyonel olmakla beraber tecrübeye dayalı olduğunu da unutmayalım.
1. Her şeyden önce üzerinde çalışacağımız zemini hazır hale getirmeliyiz. Yüzümüz temizlenmiş ve nemlendirilmiş olmalı. Yağlı ciltli olsanız bile bu atlamamanız gereken bir adımdır. Bu aşamada eğer kullanacağınız cilt ürünü güneş koruma faktörü içermiyorsa bir güneş kremi de kullanabilirsiniz.
2. Yeni başlayanlar için çok gerekli bir adım olmamakla beraber bu işe başladığımızdan beri geçen süre, makyajın yüzümüzde kalma süresinin olabildiğince uzun olmasını istediğimiz gerçeğini değiştirmiyor. Bu yüzden cilt ürünümüzden önce bir baz kullanmanın bize yararı olacaktır. Bir bazı baz yapan içindeki gliserindir. Bazdan beklentimiz makyajı sabit tutmasıdır. Bu aşamada bazlar cilt tipimize ve makyajdan beklentimize göre ışıltılı ve matlaştırıcı olarak ikiye ayrılır. Bazılarıysa gözeneklerimizi kapatacağını vaat eder. Bu bazlar çoğunlukla saydam olabildikleri gibi renkli de olabilirler.
3. Artık cilt ürünümüze geçebiliriz. Öncelikle bunlardan her hangi birini seçerken denemeyi, ve boynunuz başta olmak üzere vücudunuzun kalanıyla rengin uyuştuğuna emin olmayı unutmayın. Cilt ürünü olarak renkli bir nemlendirici, bb krem, cc krem ya da bir fondöten kullanabilirsiniz. Bunlar da yine makyajdan beklentiniz doğrultusunda ışıltılı ve ya mat bitişli olarak değişecektir. Cilt ürünlerinin kapatıcılık oranları değişkenlik göstermekle beraber genellikle fondötenlerinki diğerlerine oranla daha yüksektir. Burada unutmamamız gereken nokta fondötenlerin cilt kusurlarını kapatmak için değil cilt tonunu eşitlemek için kullanıldığıdır. Uygulamayı elimizle, fırçayla ve ya nemli bir süngerle yapabiliriz. Dikkat: Bu fırçadan fırçaya değişkenlik gösterse de çoğu zaman aplikatörü sürüklemek yerine tampon hareketlerle fondöteni dağıtmalıyız. Ama çenemize ve boynumuza da dağıtmayı unutmamalıyız.
4. Cilt ürünümüzü uyguladıktan sonra ihtiyacımız doğrultusunda göz altlarımıza (üçgen şeklinde) ve sivilce vs gibi kapatmak istediğimiz kusurlarımıza kapatıcı uygulamakta yarar var. Bunun yerine ir göz altı aydınlatıcısı da kullanılabilir. Hatta burun direğinizin üzerine, çenenize ve kaşlarınızın ortasından alnınıza uzanan kısma da uygulayabilirsiniz.
5. Şimdi yüzümüzdeki her bir köşe aynı renk :D Buralara biraz renk vermek açısından bronzer kullanabilirsiniz. Bronzer yüzümüzü ısıtmak için normalde güneşin yüzümüze vurduğu yerlere kullandığımız bir ürün olmakla beraber uygun renkle kontür işlemi de yapılabilir. Ama makyaja yeni başladığımızdan bronzer'ı bronzer olarak kullanalım. Alnımızın köşeleriyle yanaklarımızın gerisinin rengini ısıtmak şu aşamada yeterli olacaktır. Elmacık kemiklerimizin üzerine allık ve elmacık kemiklerimizi alnımıza doğru takip ederek aydınlatıcı kullanabiliriz. Tüm bunlar makyaja yeni başladığımız aşamada gerekli olmamakla beraber, cilt makyajını da tamamlayacaktır. Ama tamamen opsiyoneller. Mesela ben mümkün değil allık kullanamam :D (Bu da bir süre sonra değişecek bir olgudur.)
6. Yine sevmediğim ve kullanmadığım ama aslında kullanılması gereken bir ürün, pudra. Cildimize uyguladığımız tüm o ürünlerin yerinde kalması adına üstlerine transparan bir pudra kullanmakta yarar var. Eğer cilt ürünü kullanmak istemiyorsanız, ama yine de cilt tonunuzu eşitlemek istiyorsanız, 3. adım yerine cilt renginizde bir pudra kullanabilirsiniz.
7. Tıpkı ikinci adımda cilt makyajımızın kalıcı olması adına kullandığımız gibi, göz makyajımızın kalıcı olması için de gözümüze bir baz kullanmalıyız. Böylece göz makyajımızın 2. ve ya 3. saatinde farların ortalara toplanmasını ve uçmasını engelleyebileceğimiz gibi, daha iyi pigment almış oluruz. Far bazları renkli ya da renksiz olabilirler. Geneli göz kapağındaki rengi eşitlemek adına ten rengidir. Bunun yerine bir kapatıcı da kullanabilirsiniz. Unutmamanız gereken baz niyetine ne kullanırsanız kullanın onu bir pudra ya da ten rengi bir farla sabitlemeniz gerektiği. Aksi takdirde baz yapışkan bir ürün olduğundan uyguladığınız far hemen yapışır ve dağıtması zor olur. Onu bir pudra ya da farla sabitlememiz farların kolay dağılabileceği bir zemin oluşturmaya yarar.
Ben görsele New York Color'ın bu minik paletini koydum içinde baz da olduğu için. İtiraf etmek gerekirse onun sadece bazını kullandım :D Üstünde şeffaf bir bilgilendirme kağıdı var ve hangisinin katlanma bölgesine falan sürüleceğini söylüyor. Biri sabitlemek için kullandığınız olarak temel olarak 4 fara ve bir karıştırma fırçasına ihtiyacınız var. Doğal bir rengi karıştırma fırçasıyla katlanma bölgesine, canınızın istediği rengi göz kapağınıza, ışıltılı beyaz bir rengi göz pınarınıza ve sabitlemek için kullandığınız ten rengini aydınlatmak altına kaş altınıza uygulayabilirsiniz. Beşinci ve daha koyu bir renkle gözünüzün dış köşelerine gölge verebileceğiniz gibi, sadece tek bir rengi göz kapağınıza uygulayarak da bu işe bir son verebilirsiniz.
Öte yandan göz makyajı da tamamen opsiyonel. Tıpkı makyajın kendisi gibi :D
8. Bu adımı bir eyeliner'a verdim. Fırçayla uygulama yapabileceğiniz jel eyelinerlar olduğu gibi, tüp içinde olanlar ve ya kalem şeklinde olanlar da var. Ben uygulamasının kolay olacağını düşündüğümden görsele kalem uçlu bir tanesini koydum. Ucunun sert olması uygulama yapmanızı kolaylaştıracaktır.
9. Eğer kaşlarınız seyrekse boşlukları doldurmanız için böyle bir adım ekledim. Fakat kaşlarınızdan memnunsanız bu adımı geçebilirsiniz. Bu adımın amacı kaşlarımıza yeni bir şekil vermek değil , olan şeklini belirginleştirmek. Ben görsele bir kalem koydum ama farla uygulama yapmak şu aşamada daha kolay olabilir. Bunu içinde kesinlikle koyu değil, başlangıç için kaş renginizden biraz açık bi renk tercih etmenizi öneririm. Daha sonrasında eğer kaşlarınız uzunsa ve gün içinde aşağıya düşüyorsa kaşlarınızı bir kaş maskarasıyla sabitleyebilirsiniz. Kaş maskaraları da şeffaf ve renkli olmak üzere ikiye ayrılır. Eğer kaşlarınızı dolduramıyorsanız renkli bir kaş maskarası da kullanabilirsiniz.
10. Kendinize uygun bir maskara seçin. Maskaranızı kirpiklerinizin en dibine yerleştirin. Zik zaklar çizerek yukarı taşıtın. Bu aşamada zorlanıyorsanız aşağıda tuttuğunuz bir aynaya bakarak yapabilirsiniz.
__________________________________
Makyaja yeni başlayanlar için 10 adımlık haritamın sonuna geldim. Lütfen gün sonunda makyajınızı iyice çıkarıp yüzünüzü temizlemeyi ve nemlendirmeyi unutmayın.
Güzel kalın....
Uzun süredir planını kurduğum makyaja başlayanlara yönelik yazı yazanlar kervanına katılma işini nihayet bugün gerçekleştiriyorum.
Benim makyaja başlamam ortaokuldan mezun olduğum yaz sanıyorum ki üçte birlik siyah bir golden rose kalemle başladı. Yani kafama göre ince, kalın, bazen sadece üste bazen bi çılgınlık yapıp alta da olmak üzere eyelinerlar çekerek başladım. İlk defa lise birin ilk döneminde rimelim oldu. Rimel atlanabilirdi ama kendimi kalem olmadan dışarı çıkamaz biri haline getirmiştim. Lise ikinin ikinci döneminde bir arkadaşımın 'eyeliner'ının sonuna hafif bi kuyruk yapsan daha güzel olur' demesiyle kuyruklu eyeliner serüvenim başladı... Daha sonra farklı rimeller kullandım, yeni uçlar denedim. Lise sonda yine golden rose'un bu ruj şeklindeki kapatıcılarını hem gözümün altına hem de gözümün üstüne sürerek rengi eşitlememin ardından (ama kaşıma kadar) bir eyeliner ve rimelle görünümümü tamamladığım bi dönem oldu. Aslında başlarda beyaz hafif çok hafif ışıltılı (flormarın mor ve pembe renklerden oluşan 5'li paletindeki ilk renk) bir far kullanıyordum sonra o bitince kapatıcıya geçtim. Elbetteki bunlar benim değil, ablamındı. Daha sonra kapatıcı da bitince essence'dan biri inanılmaz ışıltılı biriyse belli belirsiz ten rengi olmak üzere iki tekli far aldım. Ve ışıltılı olan birden bire hayatımın tümü oldu. Akne problemim yüzünden cilt ürünü kullanmazdım, kullandığımda da elimle uygulardım. Lise iki ve üç'deyken ben, ablam elindeki cilt ürünlerini karıştırıp içinde güneş koruması ve ışıltılar olan mucizevi bir fondöten yaptı. Daha sonra nasıl olsa formülü bizde, tekrar yaparız diyerek onu kuzenimize verdik.
Tekrar yapamadık.
Lise sonu göz kirpik diplerimin tamamına eyeliner çektiğim ve sadece son yarısına eyeliner çektiğim olmak üzere iki döneme ayırmam gerekiyor ki hala ikinci dönemin içindeyim. Liseden mezun olduğum yaz ve üniversitenin ilk dönemi çılgınlar gibi essence'in ışıltılı tekli farıyla yarım eyeliner ikilisini kullandım. Daha önce göz kalemi vs ile kaşlarımı dönem dönem (güzel olduğuna inanarak ama asla olmadığından bi haber) doldururken sonraları küllü kahve bir kaş kalemi kullanmaya başladım.
İnanın makyaja bakış açım çok sık değişti. Başlarda göz altına kalem beni dünyanın bir ucuna iterken yeri geldi vazgeçilmezim oldu. Özel günlerde vs far sürerken asla ama asla göz altıma sürmezdim şimdi o günleri hatırlamak dahi istemiyorum (geçen yaz). Sünger de neymiş onunla fondöten mi sürülür der ve elimle sürüp kalıp gibi olmasından şikayet ederken meğer kalıp gibi durmamasının sırrının sünger olduğunu öğrendim. Aynı zamanda bazı fondötenleri de elle sürünce iyi sonuç alındığını...
Makyaj bir kısmımızın kıyısında dolaştığı, bazılarımızın akıntısına kapıldığı, çoğumuzun derinliklere girmekten korktuğu ama eninde sonunda hepimizin mutlaka içinde yüzmeye alışacağı bir okyanus gibidir. Şimdi size bir kaç maddede makyaja nasıl başlamalı ve nelerle başlamalı olduğunuzu anlatacağım. Hepsi opsiyonel olmakla beraber tecrübeye dayalı olduğunu da unutmayalım.
1. Her şeyden önce üzerinde çalışacağımız zemini hazır hale getirmeliyiz. Yüzümüz temizlenmiş ve nemlendirilmiş olmalı. Yağlı ciltli olsanız bile bu atlamamanız gereken bir adımdır. Bu aşamada eğer kullanacağınız cilt ürünü güneş koruma faktörü içermiyorsa bir güneş kremi de kullanabilirsiniz.
2. Yeni başlayanlar için çok gerekli bir adım olmamakla beraber bu işe başladığımızdan beri geçen süre, makyajın yüzümüzde kalma süresinin olabildiğince uzun olmasını istediğimiz gerçeğini değiştirmiyor. Bu yüzden cilt ürünümüzden önce bir baz kullanmanın bize yararı olacaktır. Bir bazı baz yapan içindeki gliserindir. Bazdan beklentimiz makyajı sabit tutmasıdır. Bu aşamada bazlar cilt tipimize ve makyajdan beklentimize göre ışıltılı ve matlaştırıcı olarak ikiye ayrılır. Bazılarıysa gözeneklerimizi kapatacağını vaat eder. Bu bazlar çoğunlukla saydam olabildikleri gibi renkli de olabilirler.
3. Artık cilt ürünümüze geçebiliriz. Öncelikle bunlardan her hangi birini seçerken denemeyi, ve boynunuz başta olmak üzere vücudunuzun kalanıyla rengin uyuştuğuna emin olmayı unutmayın. Cilt ürünü olarak renkli bir nemlendirici, bb krem, cc krem ya da bir fondöten kullanabilirsiniz. Bunlar da yine makyajdan beklentiniz doğrultusunda ışıltılı ve ya mat bitişli olarak değişecektir. Cilt ürünlerinin kapatıcılık oranları değişkenlik göstermekle beraber genellikle fondötenlerinki diğerlerine oranla daha yüksektir. Burada unutmamamız gereken nokta fondötenlerin cilt kusurlarını kapatmak için değil cilt tonunu eşitlemek için kullanıldığıdır. Uygulamayı elimizle, fırçayla ve ya nemli bir süngerle yapabiliriz. Dikkat: Bu fırçadan fırçaya değişkenlik gösterse de çoğu zaman aplikatörü sürüklemek yerine tampon hareketlerle fondöteni dağıtmalıyız. Ama çenemize ve boynumuza da dağıtmayı unutmamalıyız.
4. Cilt ürünümüzü uyguladıktan sonra ihtiyacımız doğrultusunda göz altlarımıza (üçgen şeklinde) ve sivilce vs gibi kapatmak istediğimiz kusurlarımıza kapatıcı uygulamakta yarar var. Bunun yerine ir göz altı aydınlatıcısı da kullanılabilir. Hatta burun direğinizin üzerine, çenenize ve kaşlarınızın ortasından alnınıza uzanan kısma da uygulayabilirsiniz.
5. Şimdi yüzümüzdeki her bir köşe aynı renk :D Buralara biraz renk vermek açısından bronzer kullanabilirsiniz. Bronzer yüzümüzü ısıtmak için normalde güneşin yüzümüze vurduğu yerlere kullandığımız bir ürün olmakla beraber uygun renkle kontür işlemi de yapılabilir. Ama makyaja yeni başladığımızdan bronzer'ı bronzer olarak kullanalım. Alnımızın köşeleriyle yanaklarımızın gerisinin rengini ısıtmak şu aşamada yeterli olacaktır. Elmacık kemiklerimizin üzerine allık ve elmacık kemiklerimizi alnımıza doğru takip ederek aydınlatıcı kullanabiliriz. Tüm bunlar makyaja yeni başladığımız aşamada gerekli olmamakla beraber, cilt makyajını da tamamlayacaktır. Ama tamamen opsiyoneller. Mesela ben mümkün değil allık kullanamam :D (Bu da bir süre sonra değişecek bir olgudur.)
6. Yine sevmediğim ve kullanmadığım ama aslında kullanılması gereken bir ürün, pudra. Cildimize uyguladığımız tüm o ürünlerin yerinde kalması adına üstlerine transparan bir pudra kullanmakta yarar var. Eğer cilt ürünü kullanmak istemiyorsanız, ama yine de cilt tonunuzu eşitlemek istiyorsanız, 3. adım yerine cilt renginizde bir pudra kullanabilirsiniz.
7. Tıpkı ikinci adımda cilt makyajımızın kalıcı olması adına kullandığımız gibi, göz makyajımızın kalıcı olması için de gözümüze bir baz kullanmalıyız. Böylece göz makyajımızın 2. ve ya 3. saatinde farların ortalara toplanmasını ve uçmasını engelleyebileceğimiz gibi, daha iyi pigment almış oluruz. Far bazları renkli ya da renksiz olabilirler. Geneli göz kapağındaki rengi eşitlemek adına ten rengidir. Bunun yerine bir kapatıcı da kullanabilirsiniz. Unutmamanız gereken baz niyetine ne kullanırsanız kullanın onu bir pudra ya da ten rengi bir farla sabitlemeniz gerektiği. Aksi takdirde baz yapışkan bir ürün olduğundan uyguladığınız far hemen yapışır ve dağıtması zor olur. Onu bir pudra ya da farla sabitlememiz farların kolay dağılabileceği bir zemin oluşturmaya yarar.
Ben görsele New York Color'ın bu minik paletini koydum içinde baz da olduğu için. İtiraf etmek gerekirse onun sadece bazını kullandım :D Üstünde şeffaf bir bilgilendirme kağıdı var ve hangisinin katlanma bölgesine falan sürüleceğini söylüyor. Biri sabitlemek için kullandığınız olarak temel olarak 4 fara ve bir karıştırma fırçasına ihtiyacınız var. Doğal bir rengi karıştırma fırçasıyla katlanma bölgesine, canınızın istediği rengi göz kapağınıza, ışıltılı beyaz bir rengi göz pınarınıza ve sabitlemek için kullandığınız ten rengini aydınlatmak altına kaş altınıza uygulayabilirsiniz. Beşinci ve daha koyu bir renkle gözünüzün dış köşelerine gölge verebileceğiniz gibi, sadece tek bir rengi göz kapağınıza uygulayarak da bu işe bir son verebilirsiniz.
Öte yandan göz makyajı da tamamen opsiyonel. Tıpkı makyajın kendisi gibi :D
8. Bu adımı bir eyeliner'a verdim. Fırçayla uygulama yapabileceğiniz jel eyelinerlar olduğu gibi, tüp içinde olanlar ve ya kalem şeklinde olanlar da var. Ben uygulamasının kolay olacağını düşündüğümden görsele kalem uçlu bir tanesini koydum. Ucunun sert olması uygulama yapmanızı kolaylaştıracaktır.
9. Eğer kaşlarınız seyrekse boşlukları doldurmanız için böyle bir adım ekledim. Fakat kaşlarınızdan memnunsanız bu adımı geçebilirsiniz. Bu adımın amacı kaşlarımıza yeni bir şekil vermek değil , olan şeklini belirginleştirmek. Ben görsele bir kalem koydum ama farla uygulama yapmak şu aşamada daha kolay olabilir. Bunu içinde kesinlikle koyu değil, başlangıç için kaş renginizden biraz açık bi renk tercih etmenizi öneririm. Daha sonrasında eğer kaşlarınız uzunsa ve gün içinde aşağıya düşüyorsa kaşlarınızı bir kaş maskarasıyla sabitleyebilirsiniz. Kaş maskaraları da şeffaf ve renkli olmak üzere ikiye ayrılır. Eğer kaşlarınızı dolduramıyorsanız renkli bir kaş maskarası da kullanabilirsiniz.
10. Kendinize uygun bir maskara seçin. Maskaranızı kirpiklerinizin en dibine yerleştirin. Zik zaklar çizerek yukarı taşıtın. Bu aşamada zorlanıyorsanız aşağıda tuttuğunuz bir aynaya bakarak yapabilirsiniz.
__________________________________
Makyaja yeni başlayanlar için 10 adımlık haritamın sonuna geldim. Lütfen gün sonunda makyajınızı iyice çıkarıp yüzünüzü temizlemeyi ve nemlendirmeyi unutmayın.
Güzel kalın....
9 Temmuz 2016 Cumartesi
Makeup Revolution Hatırası: I Heart Chocolate
Selam! Bu sabah nasıl uyandınız?
Ben çok tatlış bir kargoyla uyandım :D
Biliyorsunuz ki ülkemizde bulamadığımız bir takım kozmetik ürünlerini alabileceğimiz instagram sayfaları var. Mesela;
Geçen haftalarda pelliniofficial I Heart Chocolate paletini paylaşmış ve açıklamaya da Too Faced'in Chocolate Bar (180-200 TL arası) paletine muadil olduğunu yazmış. Ben de hemen araştırdım, meğer bunu bir tek ben bilmiyormuşum...
Bu iki paletin karşılaştırmasını ve swatchlarını bulabileceğiniz çok güzel bir blog yazısını buraya bırakıyorum. Yüzün bir yarısında bir palet diğerinde diğer palet kullanılarak yapılan makyajın videosunu da buraya koyuyorum. :D
Tabii o akşam pelliniofficial'daki o palet satıldı. Bende diğer sayfalarda gördüm ve dupdurushop'a mesaj attım. Son bir tane kalmıştı, sipariş verdim.. Fiyatı 60 TL. İçinde 16 tane far var. Yani far başına 3 küsür lira vermiş oluyoruz.


Keyifli, sağlıklı ve mutlu kalın...
1 Temmuz 2016 Cuma
İtiraf Cuması....
Diyelim ki bu dünyada en sevdiğiniz çikolata ülker çikolatalı gofret. Ama bu güne kadar onu hiç bulamamışsınız. Sonra bir gün a101'de ülker çikolatalı gofret görmüşsünüz. Size diğer bütün gofretleri unutturmuş... Almışsınız mutlu mutlu yemek için eve götürmüşsünüz, çok heyecanlanmış, yemeye kıyamamışsınız.
Ama paketini açınca fark etmişsiniz ki o aslında ülker çikolatalı gofret değilmiş, a101'in kendi gofretiymiş. Yanlış paketlemişler.
Hatta gofreti önce ısırmışlar, sonra da ülker çikolatalı gofret paketine sarıp bırakmışlar ama siz fark edemeyecek kadar körmüşsünüz.
Ama paketini açınca fark etmişsiniz ki o aslında ülker çikolatalı gofret değilmiş, a101'in kendi gofretiymiş. Yanlış paketlemişler.
Hatta gofreti önce ısırmışlar, sonra da ülker çikolatalı gofret paketine sarıp bırakmışlar ama siz fark edemeyecek kadar körmüşsünüz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)